Günümüzde emek yoğun teknolojilerinin geride kalması ve bilgi işçiliğinin yaygınlaşması nedeniyle işletmelerde beşeri sermayenin önemi giderek artmış ve uygun teknolojiyi sağlayan işletmeler, bunu kullanabilecek kaliteli işgücünün önemini fark etmişlerdir. Bu gelişmeler sonucu olarak işletmeler, çalıştırdıkları işgücünün her an alınıp satılamayacak bir şey olmadığını anlamışlardır. Kalifiye elemanları işletmede tutmanın yollarını araştırarak personelin motivasyonunu arttıracak tedbirleri iş hayatına dahil etmişlerdir.
Her sabah ofisinize gider ve bilgisayarınızı açarsınız. Her sabah beyaz bir sayfa ile başlar ve ilerleyen saatler sizin büyümek, daha iyi şeyler yapmak, fikirlerinizi geliştirmek, kapasitenizi arttırmak veya işinizi hızlandırmak için fırsatlarla doludur. Her yaptığınız, her toplantınız, her kararınız yeni bir fırsattır.
Ama bazen böyle hissetmezsiniz. Bir işyerinde çalışanların çoğu önce hemen kahve makinesine gider, sonra e-posta yığılmış posta kutularına veya saatler süren toplantılara ya da dokümanlara gömülür. İş hayatımızın büyük bir bölümünü yaptıklarımızı yaparak, yaptıklarımızı değerlendirerek, her zaman yaptıklarımızı yapmaya devam ederek. Düşünecek çok az vaktimiz kalıyor.
Nadiren bir adım geriye çekilip olasılıkları değerlendiriyoruz. Analizler yerine sezgilerimizi; son araştırmalar yerine kendi iç görülerimizi, yapay olarak geliştirilen zekâ yerine yaratıcılığımızı kullanıyoruz. Monoton toplantılar ve yetiştirilmesi gereken tarihler, hız ve kusursuzluk talebi konuşmak, öğrenmek, dinlenmek ve hayal kurmak için çok az zaman bırakıyor.
Rekabet avantajı elde etmek için yapılması gereken gerçekten de bunlar mı? Bu inavosyon, verimlilik ve büyüme için gereken ortam mı?
En son ne zaman gerçekten ilham veren birini dinlediniz? Ne zaman bireysel müşterilerinizle tutkuları veya sadece ihtiyaçları hakkında sohbet ettiniz? Tümüyle farklı bir iş ortamından birşeyler öğrendiniz? Takımınızla oturup geçmiş değil gelecek hakkında konuştunuz? Gerçekten orijinal bir fikri en son ne zaman hayata geçirdiniz? Ertesi sabahı bekleyemeyecek kadar enerjik bir şekilde işten çıktınız?
İş hayatının MOTİVASYONA ve İLHAMA ihtiyacı var. Günlük rutin hayatımızın dışına çıkmamız, çizelgeleri daha yaratıcı düşünme için bir platform olarak kullanmamız, veriler kadar sezgilerimize güvenmemiz gerekiyor. Kendi kendimizi sınırlamaktan, kendi tanımlamadığımız diyaloglardan ve bizi depresif kılan programlardan uzaklaşmamız, insan olmamız, düşünmemiz ve yaratıcı olmamız gerekiyor.
Motivasyon “belirli bir amaca yönelmiş enerjik bir davranış bir ya da birden çok insanı belirli bir amaca doğru harekete geçirmek için yapılan çabaların toplamı” ya da “kişilerin belirli bir amacı gerçekleştirmek üzere kendi arzu ve istekleri ile davranmaları” olduğunu görebiliriz. Dolayısıyla motivasyonun temel bileşenleri:
- İhtiyaçlar, arzular, beklentiler
- Davranış
- Hedefler
- Geri besleme olarak da sayabiliriz.
Diğer bir deyişle motivasyon, temel bir süreçtir. Motivasyon genellikle çalışanların ve özellikle yöneticilerin yeteneklerini ve gelişme olanaklarını ortaya koyacak şekilde, onların kişisel, toplumsal ve ekonomik tercihlerini tatmin ederek teşvik edilmeleri demektir.